Davranışların ardında yatan bu duyguların ebeveynler tarafından fark edilmesi, anlaşılması ve çocuğun duyguyu adlandırmasını sağlayacak doğru sözcükleri bulmasına yardımcı olunması, hem çatışmaların çözülmesini sağlar hem de çocukların duyguları yönetme becerilerine katkıda bulunur.
Geçmiş kuşaklara göre ebeveynlerin daha çok çalışmaları ve çocuklarına yeterli zaman ayıramamaları, çocukların geniş ailedeki akrabalarından daha uzak yaşamaları, sokakta oynamak yerine televizyon ve bilgisayarda vakit geçirmeleri son 20 yıldır çocukların sosyal – duygusal dünyasında değişimler meydana getirmiştir. Bu değişimler ebeveynleri çocuklarına temel sosyal – duygusal becerileri kazandırabilme adına farklı yöntemler bulmaya zorlamıştır. Duygusal Farkındalığı Olan Ebeveynlik yaklaşımı bu yöntemlerden bir tanesidir.
Bu yaklaşım ebeveynlerin çocukların huzursuz edici duygularını anlayabilmeleri ve baş edebilmeleri, dürtülerini kontrol altına alabilmeleri ve duygudaşlık kurabilmelerini sağlar. Bu yöntemle büyüyen çocuklar Daniel Goleman’ın ifadesiyle duygusal zekâsı yüksek yani duygu hallerini dengeleyebilen, kızdıkları zaman kendilerini sakinleştirebilen, odaklanma konusunda daha başarılı, okulda yüksek performanslı bireylere dönüşürler.
Çocuklar da tıpkı yetişkinler gibi birçok nedenden ötürü farklı duygular deneyimler ve bunları çoğunlukla dolaylı yollarla dışa vururlar. Bu nedenle çocukların herhangi bir şeye kızdıklarını veya üzüldüklerini gördüğümüzde asıl yapılması gereken; büyük resme bakıp yaşamında neler olup bittiğini anlamaya çalışmak ve değerlendirme yapmaktır. Duygusal farkındalığı olan ebeveynler, olumsuz duyguları da değerli bulurlar ve çocukların üzgün, kızgın veya korkulu hallerine daha sabırlı yaklaşırlar. Çocuklarına bu duygulara sahip olmanın bir sorun teşkil etmediğini, asıl önemli olanın bu duyguları doğru yollarla ifade etmek ve diğer kişilerin hislerine duyarlı olmak olduğunu, yaptıkları duygusal rehberlik ile gösterirler.
ÖRNEĞİN;
6 yaşındaki bir çocuk, ağabeyinin doğum gününde hediyeleri gördükçe suratını asar, huysuzlaşır ve Haksızlık bu! diye söylenmeye başlar.
Duygusal farkındalığı olan bir ebeveyn böyle bir durumda “Büyükannen sana da bir hediye alsın isterdin, değil mi? Herhalde ağabeyini şu anda biraz kıskanıyorsun (Duyguyu tanıma ve adlandırma). Ben de küçükken Eda halana hediye geldiğinde kıskanırdım (Duygudaşlık). Seni anlıyorum ancak doğum günün olduğunda sana da hediye gelecek (Sakinleştirme).” Şeklinde bir yaklaşımda bulunarak çocuğun sosyal - duygusal gelişimine katkıda bulunur. Böylece çocuk hissettiği duygunun yanlış olmadığını, karşı tarafın kendisini anladığını hisseder.
Daniel Goleman’ın Duygusal Zekâ kitabında dediği gibi Aile yaşamı, duygusal öğrenimdeki ilkokulumuzdur. Bu okulda Duygusal Farkındalığı Olan Ebeveynler olabilmek için;
Kaynakça:
Arkadaşlık İlişkileri |
Fyodor Dostoyevski Eserleri ve Hayatı |
Pudding Recipe |
Öğrenci Başarısında Ailenin Rolü |
Dijital Oyunlar ve Etkileri |
Felsefe Terimleri |
Çocuklara Sorumluluk Bilinci Nasıl Kazandırılır? |
Weltberühmtes Türkisches Spa |
Ay'ın Evreleri ve Ay ile İlgili Tüm Konular |
Çocuklara Doğa Sevgisi Nasıl Kazandırılır ? |
Akciğer Modeli Nasıl Yapılır? |
Çocukta Merak Duygusu |
Mikroskobik Canlılar |
Oyunun Çocuğun Psikolojik Sağlamlığındaki Önemi |
Thermalbadeinrichtungen Liebhaberspur |
Çocuk Resimlerinin Özellikleri |
Dinamometre : Kuvvet Ölçer |
Le Chatelier Prensibi |